Sahtecilik ve Korsanla Mücadele 7. Küresel Kongresi İSTANBUL 26 Nisan 2013 
          Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ev sahipliğinde ve Dünya  Gümrük Örgütü (WCO) koordinasyonunda düzenlenen, Türkiye Odalar ve Borsalar  Birliği’nin (TOBB) yerel özel sektör ortağı olduğu 7. Küresel Sahtecilik ve  Korsanla Mücadele Kongresi, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapıldı.  Sahtecilik ve korsanla mücadelede karşılaşılan zorluklar ve önerilen yenilikçi  çözümlerin ele alındığı küresel kongreye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gümrük  ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, TOBB  Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, WCO Genel Sekreteri Dr. Kunio Mikuriya, Dünya  Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) Genel Direktörü Dr. Francis Gurry, INTERPOL Genel  Sekreteri Ronald K. Noble, Uluslar arası Markalar Birliği Başkanı Toe Su Aung  ile Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Sahtecilik ve Korsanlığın Durdurulması  için İş Dünyası Eylemi Eşbaşkanı Shelley Duggan konuşmacı olarak katıldı. 
            
          BAŞBAKAN ERDOĞAN: “TAKLİT VE KORSAN KÜRESEL DAYANIŞMAYLA  ÇÖZÜLÜR” 
          Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla  Mücadele Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Sahtecilik ve korsan nasıl küresel  bir meseleyse, hiç kuşkusuz çözümü de küresel dayanışma gerektiriyor” dedi.  
            Fikri ve sınai hakların  korunmasıyla ilgili çalışmaları; idari, adli ve uluslararası tüm zeminlerde  kararlılıkla sürdürdüklerini kaydeden belirten Başbakan Erdoğan, “Önümüzdeki  dönemde bu konuda çok daha, ileri adımlar atacağımızı huzurlarınızda ifade  etmek isterim. Küreselleşmenin, sadece sermaye ve malların dolaşımıyla sınırlı  kalması, insanlığın çok ciddi sorunlarla karşılaşmasını beraberinde  getirmiştir. Çevre sorunları kadar, yoksulluk,  göç, terör kadar, kaçakçılık, sahtecilik ve korsan da  küresel bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir meseleyse, hiç kuşkusuz çözümü de  küresel dayanışma gerektiriyor. Hiçbir ülke,  böyle küresel bir meseleyi tek başına nihayete  erdiremez. Meselenin, ekonomik ve hukuki boyutu kadar,  sosyal boyutu da mutlaka dikkate alınmalıdır” diye konuştu. Hırsızlığın suç  olduğunu, buna hiçbir şart altında müsamaha gösterilemeyeceğini ifade eden  Başbakan Erdoğan, sahtecilik ve korsanla mücadelenin, yoksullukla,  adaletsizlikle, gelir dağılımındaki eşitsizlikle mücadele ederek  çözülebileceğini, kongrenin bu çerçevede önemli bir platform olacağına  inandığını söyledi.  
            
          BAKAN YAZICI: “FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ ETKİN KORUNMASIYLA  İSTİHDAM ARTAR” 
          Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati  Yazıcı, sahtecilik ve korsanla mücadele yöntemlerini ve ülkeler arasındaki işbirliğini  geliştirmek için uluslararası platformların son derece önemli olduğunu  vurguladı. OECD araştırmalarına göre, gelişmiş ekonomilerde son 30 yılda  gerçekleşen büyümenin yarıdan fazlasının kaynağının, Ar- Ge ve yenilikçilik  olduğunu anlatan Bakan Yazıcı, fikri ve sınai mülkiyet haklarının daha iyi  korunduğu ülkelerde, özellikle yüksek teknoloji transferini de kapsayan yabancı  yatırımların arttığını dile getirdi. Bakan Yazıcı, fikri mülkiyet haklarının  etkin korunması halinde devletin vergi kaybının azalacağını ve istihdamın  artacağını söyledi. 
          HİSARCIKLIOĞLU: “TAKLİT VE KORSANLA EKONOMİ RİSKE ATILIYOR” 
          TOBB Başkanı M. Rifat  Hisarcıklıoğlu, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi’nde yaptığı  konuşmada, taklit ve korsanla riske atılan şeyin Türkiye ekonomisinin gelişme  hızı, vatandaşın sağlığı ve devletin kasasına girecek vergi geliri olduğunu  söyledi.  
            Türkiye’de, fikri mülkiyet  haklarının korunması amacıyla yoğun bir şekilde çalışıldığını belirten  Hisarcıklıoğlu, “Ama daha gidecek çok yolumuz var. Zira orta gelirli ülkeler  sınıfından yüksek gelirli ülkeler sınıfına geçmeyi başarmak için, fikri  mülkiyet haklarının daha da önem kazandığını görüyoruz” dedi.  
            Taklit ve korsan ürünlerin ülkenin  ekonomik gelişimini olumsuz etkilediğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Sahtecilik,  kaçakçılık ve korsanlık gibi her türlü yasa dışı yöntem, oyunu kuralına göre  oynayan, kanuni ve ahlaki tüm sorumluluklarını yerine getiren dürüst iş dünyası  temsilcilerine karşı haksız rekabete yol açmaktadır. Bunu kabul edemeyiz.  Bilime, buluşa, markasına milyonlarca lira yatırım yapan girişimcinin, bu  yatırımının çalınmasından korkmaması lazım. Bu sebeple, Türk iş dünyasını kendi  markalarını yaratmaları, kendi isimleriyle küresel arenada rekabet edebilecek  seviyeye gelmeleri için de destekliyoruz” ifadesini kullandı. 
  “BEN GERÇEĞİ ALIYORUM” 
          Nihai tüketicinin ve özellikle  yeni yetişen çocukların da sahte ve korsan ürünler hakkında  bilinçlendirilmesinin mücadeleye önemli katkı sağlayacağını dile getiren  Hisarcıklıoğlu, “Bu nedenle, TOBB çatısı altındaki Milletlerarası Ticaret Odası  (ICC) Türkiye kanalıyla önemli bir bilinçlendirme, farkındalık oluşturma  projesi üzerinde çalışıyoruz. Yönetim Kurulu Üyesi ICC’nin yalnızca taklit ve  korsanla mücadele alanında faaliyet gösteren özel birimi BASCAP’ın 25 ülkede  yürüttüğü ‘Ben Gerçeğini Alıyorum’ kampanyasının tanıtımını, Türkiye’de  yapacağız. Taklit ve korsanla riske atılan Türkiye ekonomisinin gelişme  hızıdır. Riske atılan, vatandaşımızın sağlığı, devletimizin kasasına girecek  vergi geliridir. Ayrıca, yine aynı sebeple 135 bin istihdam kaybedilmektedir”  dedi. 
                                                                                                                                  
              KÜRESEL SAHTECİLİK VE KORSANLA MÜCADELE ÇALIŞMALARI 
          Kongrede konuşan Interpol Genel  Sekreteri Ronald K. Noble, amaçlarının sahtecilik ve yasa dışı yollarla elde  edilen malların tüketicilerden uzak tutulması olduğunu belirterek, ilaçlarda da  yasa dışı kaçakçılığın söz konusu olduğunu anlattı. Interpol ’ün kaçakçılık ve  sahtecilikle yoğun bir şekilde mücadele ettiğini belirten Noble, “Dünyanın en  büyük polis organizasyonu olarak aslında şaşırtıcı olmaması lazım. Bizim ana  amacımız aslında, kaçakçılık ve sahtekârlıkla ilgili insan yaşamını korumak.  Ona bir güvence vermek. Toplum içinde çalışan görevliler 190 üye ülkemizin her  birinde aynı endişeyi taşımaktadır” diye konuştu.  
            Dünyanın her yanında, polise  yardımcı olmanın temel görevleri içerisinde yer aldığını belirten Noble, “Hangi  hükümet, hangi yasal kuruluş olursa olsun ve bu tip suçlarla ilgilenen bütün  vatandaşlar, hukuk devletine inananlar, üye ülkelerimiz de lütfen bize yardımcı  olsunlar” talebini dile getirdi. 
            2012 yılında WCO gibi birçok  uluslar arası kuruluş ile birlikte çalıştıklarını anlatan Noble, “Geçen yıl  ortaklarımızla birlikte değeri 70 milyar doların üzerine çıkan sahte mala el  koyduk, 2 binden fazla tevkifat yaptık” diye konuştu. WIPO Genel Direktörü Dr.  Francis Gurry de, sahte ilaçlara ilişkin yaptığı konuşmasında şunları söyledi:  
            “Bir ilaç, belirlenmiş olan  standartlara uymuyorsa ve belli bir standardın altındaysa, bu fikri mülkiyet  sorunu değildir. Üretici bilinçli olarak başka bir ilacın, o ilaç olduğunu  iddia ederek tüketiciyi kandırmaya çalışıyorsa, o zaman sahtecilik olur. İlaç  sektöründe, bilinçli sahtecilik ve bilinçli taklit aslında tüketicinin  sağlığını bilinçli olarak riske atmaktır. Dolayısıyla tüketici de kandırılıyor,  sağlığı için gerekli görülen ilacı alamıyor. Böylece tüketicinin sağlığı riske  atılıyor. 
            ” Toplantıda konuşan WCO Genel  Sekreteri Dr. Kunio Mikuriya ise, “Biz, gümrüklerde tüketicilerin,  vatandaşların da sağlığını korumaya çalışıyoruz. Fikri mülkiyet tabii ki önemli  ama sağlık bakanlıklarıyla da çok yakın çalışarak, onların yasal araçlarını,  mevzuatını kullanıyoruz. Böylece düşük standartlı, yetersiz ilaçları da  durdurmaya çalışıyoruz. Aslında bütün o önlemleri, dünyada uygulanması için  alıyoruz” diye konuştu. 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi,  açılış konuşmalarının ardından düzenlenen oturumlarla devam etti. 
          
           |